Pages

29 Haziran 2014 Pazar

çArşı'dan Ramazan Karşılaması

Beşiktaş'ın Dünyaca Ünlü Taraftar Grubu çArşı'nın muhteşem ramazan bestesi duyan herkesin yüzünde tebessüm bırakıyor.

Kolombiya Uruguay Maçı Özeti ve Golleri izle 2-0 HD


2014 Dünya Kupası 2. tur maçında Kolombiya ile Uruguay karşılaştı. Luis Suaraz'in cezası nedeniyle forma giyemediği maça James Rodrigez damgasını vurdu. 2 gol atan Kolombiyalı futbolcu birde jenerik gole imzasını attı ve Kolombiyanın Çeyrek Finalde Brezilyanın rakibini olmasını sağladı.

Dünya Kupası

28 Haziran 2014 Cumartesi

Gel de Şaşırma !

Hey gidi Beşiktaş. Örnek başkan Süleyman Seba’nın başkanlığını yaptığı takım. Milli takımı yurt dışında 9 oyuncu ile Yunanistan karşısında temsil ederek o dönem Yunanistan ile aradaki buzların erimesine aracılık eden kulüp. Beşiktaş adına bu türden methiyeler saymakla bitmez. Ancak son zamanlarda özellikle futbol takımı adına o kadar çok olumsuzluk var ki, insan gerçekten hayret ediyor! Zorunluluktan stadı olmayan bir takım, Avrupa’da 2 yıldır cezadan dolayı yer alamayan bir takım aynı zamanda…
 Kavga eden oyuncular mı dersiniz, bıçaklanma, silahla yaralanma vakaları mı dersiniz, ardı arkası kesilmeyen sakatlıklar mı dersiniz ya da hangi takımda oynadığının farkına hâlâ varamamış sahada bir şey veremeyip sabaha kadar gece kulüplerini ihya eden oyuncular mı dersiniz...
Diyelim ki sakatlıklar gerçekten talihsizlik; peki kavgalar, bıçaklanmalar, silahla yaralanmalar? Allah şifa versin herkese ancak tedbir denen bir şey var. Bu kadar sakatlık son 2 sezonda normal değil onun da bir tedbiri olsa gerek ancak bıçaklanma, silahla yaralanma ya da kavgaları önlemek adına alınacak tedbirlerin olduğu kesin. Buradaki tedbirler sadece yöneticilere ya da teknik ekibe değil bizzat oyunculara ait. Baba Hakkı, Sanlı Kaptan, Vedat Okyar, Yusuf Tunaoğlu, Rıza Çalımbay, Metin-Ali-Feyyaz vd. nasıl benimseyip kulübe yaraşır şekilde davranmışlarsa, yerlisinden yabancısına mevcut oyuncular da öyle benimsemelidirler bu takımı. Yıllardır söylenen Beşiktaşlı duruşuna kimsenin helal getirmeye hakkı yok. Herkes kendisine çeki düzen vermeli.
Lig ikinciliğinin şampiyonluk kadar anlamlı olduğu bir dönemde, kendi sahasında ezeli rakibi ile berabere kalan Beşiktaş takımının 7 oyuncusu ve kulüp çalışanları gece kulübünde olmamalıydılar. Biz nerede hata yaptık da nasıl 3 puan alamadık, Konya, Karabük maçlarında son dakikalarda puanları nasıl kaybettik, son dakikalarda neden panikliyoruz, bundan sonra mutlaka Şampiyonlar Ligine gitmeliyiz, burası Beşiktaş beyler kendimize gelelim gibi söylemleri dile getirip buna uygun yaşamak ve davranmak çabasında olmalıydılar. Şöyle bakıyorum da hep aynı oyuncular bu türden işlerin içerisinde. İsim zikretmeye gerek herkesçe malum kimlerin olduğu. Tolga, M.Pektemek, Atiba, Olcay Şahan, Necip Uysal vb. oyuncuların nasıl yaşadığını, neler yaptıklarını örnek almakta fayda var.
Aldığı paraların karşılığını her anlamda gösterebilen futbol yaşantısını sonlandırmış ya da hâlen aktif futbol yaşamını sürdüren örnek profesyonellere selam olsun. Unutamadan Hakan Şükür’ün, Ertuğrul Sağlam’ın, Bülent Korkmaz’ın, İbrahim Üzülmez’in, Rüşrü Reçber’in, Hakan Ünsal’ın, Rıza Çalımbay’ın, Aykut Kocaman’ın vd. oyuncuların isimlerinin nasıl kalıcı olduğunu, nasıl yaşadıklarını, kolay kolay niçin sakatlanmadıklarını bir araştırsın futbolcu kardeşlerimiz…

27 Haziran 2014 Cuma

Luiz Suarez'in Vukaatlarla Dolu Geçmişi

Luis Suarez, 2014 Dünya Kupası İtalya-Uruguay maçında Chielini'yi ısırması ve ısırılmasına verilen 10 maç ceza ve men cezası tüm Dünyanın gündem maddesi oldu. Kimi bu cezanın az bile olduğunu söylerken kimiside cezanın çok fazla olduğunu Suarez gibi bir yıldızdan bu kadar uzun zaman mahrum kalınmasının hem Suarez'e hemde onu izleyen bizlere haksızlık olacağını söylüyor.

 Luis Suarez 2010 yılından bugüne tam 34 maç ceza aldı.Henüz 4 sene bile olmadan çok yüksek bir rakam. 10 maç forma giymeme cezası ve 4 ay men ile birlikte toplamda 4 senede 47 maç cezalı olacak Luis Suarez.

İşte Luis Suarez'in Vukuatları

2010 yılında Otman Bakkal'ın kolunu ısırdı ve 7 maç ceza aldı.



























2013 yılında İvanovic'i kolunda ısıran Luis Suarez 10 maç ceza aldı.





















Son olarak Dünya Kupası'nda İtalyan futbolcu Chelini'yi ısıran Luis Suarez 10 maç ceza ve 4 ay futboldan men cezası aldı.


26 Haziran 2014 Perşembe

Bu Çocuk Okumaz!

Gökhan Töre meselesi öyle bir hal aldı ki artık, futbolculuğunu,  yeteneklerini konuşamaz hale geldik.  Bir futbolcu düşünün ki henüz 21 yaşında, gece kulübünde bir çatışmanın arasında kalıyor, kurşunlanıyor, aradan 1,5 ay geçmeden bu sefer de Milli Takım kampında arkadaşlarıyla arasındaki husumetle gündeme oturuyor..Husumet dediğimiz de 2 aşamalı. Olay bir mekanda cereyan ediyor, daha sonra kampta odasında Milli Takım arkadaşlarını dövmeye, tehdit etmeye, silahın kabzasıyla darp etmeye kadar gidiyor. 
Bir dakika!  Bu anlattıklarım Tarantino'nun yeni filminin senaryosu falan değil, Sopranos'un bir bölümünde olup biten olaylar değil… Bildiğiniz gerçek!
Düşünsenize bu ülkede yaşamıyorsunuz, İngiliz bir sporseversiniz. Bir futbolcu hakkında şu yukarıda yazılanlardan haberdar oluyorsunuz. Ne düşünürsünüz? 
Gökhan Töre ciddi boyutta psikolojik sorunları olan, karakteri oturmamış, genç yaşında kazandığı şöhreti, parayı sindirememiş bir çocuktur. Hoş bizim ülkede sindirebileni yok ya, o da ayrı konu. Fakat Gökhan'ın yaşadıkları, gençtir, cahillik etmiştir, affedelim erdem gösterelim durumunu aşmıştır. 
Kendisi hakkında öğrendiğim başka bir bilgiyi de sizinle paylaşayım, bu bilgiyi öğrendiğim arkadaşımdan özür dileyerek. Gökhan uzun bir süredir “bipolar bozukluk” tanısıyla psikolojik destek görmekte. Merak edenler araştırabilir bu hastalığı. 
Hadi bu kadar futbol dışı konuştuk, şimdi de Gökhan'ın futbolculuğunu konuşalım mı? Tabi bir önemi kaldıysa! Defansın dengesini bozarmış, atletmiş, süratliymiş, patlayıcı hıza sahipmiş, iyi istatistikler yapmış vs… Benim gözümde hiç bir anlamı yok bunların artık şu yaşananlardan sonra. Yoksa 7,5 değil 10 veririz bağrımıza basarız. Hangi kazmalara ne paralar verdik, Gökhan'a da feda olsun deriz. 
Hülasa diyeceğim odur ki, bu çocuk okumaz bayım, sanayiye verelim!

Portekiz ve Ronaldo Mucize Arıyor

Dünya Kupasında Grup maçları bu akşam sona erecek. Turnuva öncesi favoriler arasında simi kalın puntolarla yazılanlardan İspanya,İtalya, İngiltere çoktan geri döndü. Kupanın şampiyon 8'lisi dışında kalmasına rağmen Portekiz özellikle büyük yıldız Cristiano Ronaldo'nu varlığıyla  , kupanın meraklı gözlerin üzerine toplandığı takımdı. Ronaldo, sakatlık sorunlarına karşın sahaya çıktığı Almanya ve Amerika maçlarında tüm çabasına karşın Portekiz adına 2. tur yolunu temizlemeye muvaffak olmadı. Bu akşam Portekiz ve Ronaldo büyük bir mucizeyi gerçekleştirmek için sahaya çıkacak. Ronaldo ve arkadaşları Gana karşısında  en az 5 farklı galip gelip Almanya'nın Amerika karşısında galibiyetini bekleyecekler. 2006 ve 2010 Dünya kupaları sonrası kariyerinin en zirve döneminde sahne almaya hazırlanırken sakat başlamak zorunda kalığı 2014 Dünya kupası belki de dünyanın eniyi futbolcusu adayı olarak katılacağı son kupa olacak. Son iki sezondur tek kıyas noktası olan rakibi Lionel Messi'ye göre çok daha başarılı olan , özellikle bu sezon CL şampiyonluğuyla  birlikte rüya bir sezona imza koyan , milli takımı İsveç karşısında tek kişilik resital ile Brezilya'ya taşıyan Ronaldo, grup aşamasında  kupaya  veda eden bir Portekiz ile birlikte milli forma ile üst düzey başarı isteğini  2018 Rusya'da 33 yaşında kariyerinin sonunda bir yıldız olarak yakalama umuduna ertelemeye mecbur kalırken üstüne  Ballon D'or'u kaybetme riski ile baş başa kalırken, Messi'ya karşı verdiği en iyi  olma mücadelesinde son iki sezonluk görüntü sonrası oluşan  baskın olma şansını bir daha yakalayamamak üzere kaybedecek. Ronaldo'yu çok zor ve kayıpları büyük bir sınav bekliyor lakin sınavı başarı ile sonlandırmak sadece onun elinde değil.

25 Haziran 2014 Çarşamba

"çArşı"dan yine bir sosyal sorumluluk projesi

Beşiktaş'ın Dünyaca ünlü taraftar gurubu "çArşı"dan yine bir sosyal sorumluluk projesi daha. çArşı'nın resmi internet sitesi forzabesiktas.com dan duyurduğu index



Ses Siz Siniz...
Okyanusun kıyıya vurduğu denizyıldızlarını geri atmaya çalışana seslenir: “Bu kadar denizyıldızına gücün yetmez. Yaptığın işin bir anlamı yok!” Adam bir denizyıldızını daha alır ve denize atar. ‘Bak” der, “onun için çok şey değişti.”.
Okula gitmek istiyorlar. Herkes gibi, herkesle beraber. Zamanı saymadan yaşamak; zaman tarafından sayılmak istiyorlar. 
“Bir insanı sevmekle başlar her şey”
Çocuk insanın atası, hâtıra çağı değil mi?
Okulda, mahallede, onların ıstırabını çeken annelerinin ve babalarının gülen gözlerinde yok yazılmak istemiyorlar! “Küçük çocukların sorunlarını, küçük görmemeli” diyen Firdevsi her çocuğun sorununun toplumunda sorunu olduğunu anlatır bize.
Onlar için bisiklete binebilmek uzak bir hayal olmasa, ip atlayabilseler tabanlarını yere vura vura... Onlar için geleceğe dair hiçbir kaygı olmasa, hüzün silinip gitse gözlerinden.
Koşabilseler keşke, ağızlarına rüzgârları doldura doldura... Çok sevdikleri arkadaşlarına sımsıkı sarılabilmeleri uzak bir hayal olmasa...
Babalarının eve adım atıp “Müjdeler olsun ilik bulduk” yerine bir gofrete sevinebilmek düş olmasa... Kirlenmek onlar için de güzel olsa.
Keşke sokağın akışına kapılsalar, ter içinde kalsalar ve annelerinin sesini duysalar; “Ter içinde kaldın çabuk eve”, “Hava kararıyor çabuk eve”. Bu çabukluğa biz de ayak uydursak. Çabuk, çabuk… Keşke onlar için herkes elini çabuk tutsa.
Duvarların arasında sadece birkaç aile yakınları dışında kimseyle görüştürülmeden çaresiz ilik beklemekten yorulmasalar! İlk defa hiçbir şey yapmadan yorulmasalar…
Hastalık, onlarla sokak arasına girmiş bir duvar olmaktan çıksa… Yıkılıp gitse çocukların gözlerinden, annelerin sesinden.
Herkes gibi, herkes kadar özgür, herkes kadar eşit yaşamak; hasta değil sadece çocuk olmak istiyorlar! Çocuk…
Çocukluk insanın anayurdudur. Çocuk, henüz gelmemiş zamana gönderilmiş bir mektuptur.
Nereye gittiğinin önemi olmaksızın, bir kez topa gelişine abanmak, bir kez… İstekleri sadece bu! Varsın gol olmasın, uzağa giden topun peşinden koşabilmenin hayali bile üç puan.
Beslenme çantalarının bir köşede durması canımızı acıtıyor. Beslenme çantası, teneffüse çıkmak demek.
Hiç olmazsa hüzün mola versin, umut zili çalsın. Sevinç bahçede toplasın çocukları; dayanışma, paylaşma gökkuşağı olsun, altından eğilmeden geçsin gül yüzlü çocuklar.
Onlara -nasılsınız? Sorusunu sormayın n’olur sormayın! Gözlerinizi kaçırmayın onlardan! Onlara ekleyin kendinizi, içli bir şarkıyı dinler gibi dinleyin onlarda yalnızlığın kabarttığı nidayı.
Onların bize anlatacak çok şeyi var, söyleyecek çok sözü, biriktirdikleri çok hikâyeleri var. Ama önce şu maskeyi çıkaralım artık yüzlerinden. Nefesleri serbest kalsın, içlerine atmasınlar, ses çıksın içlerinden, sonra sesler söze yürüsün, söz bütün cümlemize dağılsın… Onları bi dinleyin.
Gülerek bakar mısınız? Bizimle birlikte sizler de bir şeyler yapar mısınız?
Konuşma duvar örer gibi olmalı der şair. Bir tuğla sen koyduğun zaman bir tuğla da karşındaki koymalı. Bütün tuğlaları sen koyarsan duvar olmaz, tuğla yığını olur. Önce konuşabileceğimiz, bizim dilimizden, çocukların dilinden anlayan insanlara ihtiyacımız var. İnsanın insana ihtiyacı var. Bilinir: ‘insanın acısını insan alır’.
Onlar için lösemiye karşı duvar örelim. Bu duvarı birlikte örelim. Bir tuğla da siz koyar mısınız?
“Anneciğim, büyüyorum ben şimdi
Büyüyor göllerde kamış
Fakat değnekten atım nerde
Kardeşim su versin ona, susamış”
Bu duvarı birlikte örelim.
Bir tuğla da siz koyar mısınız ? 


 
Yandex.Metrica