Pages

28 Haziran 2014 Cumartesi

Gel de Şaşırma !

Hey gidi Beşiktaş. Örnek başkan Süleyman Seba’nın başkanlığını yaptığı takım. Milli takımı yurt dışında 9 oyuncu ile Yunanistan karşısında temsil ederek o dönem Yunanistan ile aradaki buzların erimesine aracılık eden kulüp. Beşiktaş adına bu türden methiyeler saymakla bitmez. Ancak son zamanlarda özellikle futbol takımı adına o kadar çok olumsuzluk var ki, insan gerçekten hayret ediyor! Zorunluluktan stadı olmayan bir takım, Avrupa’da 2 yıldır cezadan dolayı yer alamayan bir takım aynı zamanda…
 Kavga eden oyuncular mı dersiniz, bıçaklanma, silahla yaralanma vakaları mı dersiniz, ardı arkası kesilmeyen sakatlıklar mı dersiniz ya da hangi takımda oynadığının farkına hâlâ varamamış sahada bir şey veremeyip sabaha kadar gece kulüplerini ihya eden oyuncular mı dersiniz...
Diyelim ki sakatlıklar gerçekten talihsizlik; peki kavgalar, bıçaklanmalar, silahla yaralanmalar? Allah şifa versin herkese ancak tedbir denen bir şey var. Bu kadar sakatlık son 2 sezonda normal değil onun da bir tedbiri olsa gerek ancak bıçaklanma, silahla yaralanma ya da kavgaları önlemek adına alınacak tedbirlerin olduğu kesin. Buradaki tedbirler sadece yöneticilere ya da teknik ekibe değil bizzat oyunculara ait. Baba Hakkı, Sanlı Kaptan, Vedat Okyar, Yusuf Tunaoğlu, Rıza Çalımbay, Metin-Ali-Feyyaz vd. nasıl benimseyip kulübe yaraşır şekilde davranmışlarsa, yerlisinden yabancısına mevcut oyuncular da öyle benimsemelidirler bu takımı. Yıllardır söylenen Beşiktaşlı duruşuna kimsenin helal getirmeye hakkı yok. Herkes kendisine çeki düzen vermeli.
Lig ikinciliğinin şampiyonluk kadar anlamlı olduğu bir dönemde, kendi sahasında ezeli rakibi ile berabere kalan Beşiktaş takımının 7 oyuncusu ve kulüp çalışanları gece kulübünde olmamalıydılar. Biz nerede hata yaptık da nasıl 3 puan alamadık, Konya, Karabük maçlarında son dakikalarda puanları nasıl kaybettik, son dakikalarda neden panikliyoruz, bundan sonra mutlaka Şampiyonlar Ligine gitmeliyiz, burası Beşiktaş beyler kendimize gelelim gibi söylemleri dile getirip buna uygun yaşamak ve davranmak çabasında olmalıydılar. Şöyle bakıyorum da hep aynı oyuncular bu türden işlerin içerisinde. İsim zikretmeye gerek herkesçe malum kimlerin olduğu. Tolga, M.Pektemek, Atiba, Olcay Şahan, Necip Uysal vb. oyuncuların nasıl yaşadığını, neler yaptıklarını örnek almakta fayda var.
Aldığı paraların karşılığını her anlamda gösterebilen futbol yaşantısını sonlandırmış ya da hâlen aktif futbol yaşamını sürdüren örnek profesyonellere selam olsun. Unutamadan Hakan Şükür’ün, Ertuğrul Sağlam’ın, Bülent Korkmaz’ın, İbrahim Üzülmez’in, Rüşrü Reçber’in, Hakan Ünsal’ın, Rıza Çalımbay’ın, Aykut Kocaman’ın vd. oyuncuların isimlerinin nasıl kalıcı olduğunu, nasıl yaşadıklarını, kolay kolay niçin sakatlanmadıklarını bir araştırsın futbolcu kardeşlerimiz…

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Yandex.Metrica