Pages

20 Aralık 2014 Cumartesi

Futbol keyfinizi kaçırmak değil amacım. Futbolu, sporu daha adil ve dolayısı ile daha heyecanlı ve zevkli hale getirmek kendimce derdim.

Dünya Kupaları’nın maddi anlamda en çok kazananı FIFA’dır. En çok kaybedeni ise ev sahibi ülke. Siz bakmayın ‘Şu kadar milyon futbolsever dünyanın her yerinden geliyor’ sözlerine. Gelenlerin büyük çoğunluğu gelir seviyesi düşük veya orta halli futbol maceracılarıdır. Bir de zamparalar! Ev sahibi ülkeye günün sonunda 3 stadyum maliyeti kadar kar getirmez bu futbol turistleri. Ülkenin ya da şehrin tanıtımına da eften püften bir katkısı yoktur hani. Rio’yu bilmeyen kaldıysa, belki.

Maçlar hangi kıtada, hangi saat diliminde oynanırsa oynansın önemli karşılaşmaların canlı yayınları Amerikan ‘Prime-time’ına göre oynanır. Yani yayın haklarına en çok ‘parayı veren başlangıç düdüğünü çalar.’ Diğer dünya kupaları ve olimpiyatlar gibi.

Ev sahibi ülke, Avrupa ve Güney Amerika’dan ise kupayı kazanma oranı 3’te 1. Bağlı olduğu kıtadan şampiyon çıkmama olasılığı ise 16’da 1’dir.

Fikstür, hakemlerin tercihleri, grupların oluşumu, takımların şehirlere dağılımı, eleme ve final eşleşmelerinin programı hep ev sahibi ülkenin finale çıkmasının yolunu açmak için kurgulanır.

Yani Dünya Kupası da olsa futbol her yerde eyyamdır özetle.

Bu kez durum biraz farklı olacak. Maddi anlamda dünyanın en büyük futbol organizasyonu olan Şampiyonlar Ligi’nde son 4’e kalan takımlardan, doğal favori Brezilya’da ve bir önceki şampiyon, diğer favori İspanya Milli Takımı’nda toplam 19 futbolcu var. Sürekli bir şekilde her sezon haftada üç kez üst düzey fiziksel ve psikolojik performans ile oynamak zorunda kalan bu yetenekli yıldızların beklenenin çok altında performans sergileyerek, bırakın takımlarını şampiyonluğa, yarı finallere bile taşıyabileceğini sanmıyorum. Elbette hakem desteğinin ve latin ‘rayting’ kaygısının ‘normal’ boyutlarda kalacağını varsayarak bu tahmini yapıyorum.

Eğer tezimde haklı çıkarsam, Rio 2014 ve sonrası iki şey çok tartışılacaktır. Turnuvaya erken veda eden İspanya futbolundaki doping kullanımı ve Brezilya’da zaten var olan halk gösterilerininin yerini daha şiddetli çatışmalara bırakması.

Tartışılacak derken dünya medyasında, dünya gazetelerinde tartışılacaktır elbette. Yoksa bizim bakar ama göremeyen spor medyamız, okumayan ama yazanlarımız, dopingi, hakem eyyamlarını, halkın tepkisini sadece Türkiye üzerinden görmeye, eleştirmeye ve vurmaya alışıktır. O yüzden bir avuç ‘skor yazmayanı’ dışında bol bol futbolun evrenselliği ve güzelliği üzerine methiye ve skora göre eleştiri yazarlar. Hepsi bu.

Bizde yazar tayfası risk alıp önceden tahminde bulunmaz, analiz yapmaz, skora göre yazar. Böylece kendince ‘madara’ olmaz. Sonuçta oynanan bir oyun var, bunun sonucunu belirleyen saha içi ve dışı faktörler mevcut. Saha içine bakarsan Brezilya, İspanya, Arjantin ve Almanya favori. Bunu 10 yaşında FIFA 2014 oynayan çocuk bile biliyor.

Bence finalde İspanya, Brezilya olmayacak. Yukarıda üstü kapalı anlattım sebebini. Vakti gelince açarız. Biz yine risk alıp net bir tahmin yapalım; her türlü eyyam ve tezgâha rağmen Hollanda, İtalya, Almanya ve Belçika’dan biri 16’da 1’i başararak kupayı Avrupa’ya götürecek.

Artık önümüzdeki maçlara bakacağız. Ama görebilecek miyiz? İşte o muamma...

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Yandex.Metrica