Pages

8 Temmuz 2014 Salı

BEŞİKTAŞ’TA YÖNETİM YANLIŞLARI


Lig biteli neredeyse 2 ay olacak.BJK’ın hala yaptığı bir transfer olmadığı gibi talip olduğu oyuncuları rakip takıma kaptırma durumu var. Mete Kalkavan Olcan Adın’ın da son sözümüzü söylemedik demesinden 15 dakika sonra Gs KAP a bildirim yaptı.Bu durumdan hala ders çıkaramadıklarını ne yazık ki taraftar olarak üzülerek izlemek durumunda kalıyoruz. Sadece futbol takımında transfer politikası iyi gitmiyor değil basketbol takımı için de geçerli bu durum.
Önder Özen’in istediği oyuncular konusunda Biliç ile anlaşamadıkları yönünde haberler bütün bu olumsuzlukların üstüne tuz-biber oluyor zaten. Önder Özen bana göre şu ana kadar Fikret Orman’ın Beşiktaş’a kattığı en önemli adam,Özen’i sportif direktör yapmak da en büyük adımıdır. Haricinde geçen sezondan beri süregelen gidenin arkasından teneke bağlama sendromu umarım bu sezon yaşanmaz.
Beşiktaş’ın en acilinden bir sağ beke ve John Carew tarzında bir forvete ihtiyacı var bana göre. Ama koskoca 2 ayda bırak sağ bek için transfer yapmayı,transferin t sini gerçekleştirmek için bir çaba harcanmıyor.Başkan her ay mutlaka İnönü Stadı inşaatında röportaj veriyor,yanan eve girdim diyor ve hepimizin rahatsız olduğu fakir edebiyatını yapıyor.
Sanırım dün de 3100 kombine satılmasıyla ilgili özeleştiri yapmamız lazım demiş. Öncelikle kombine fiyat düzenlemesinde kapalı alt olarak tabir ettiğimiz kısmın fiyatının uçuk olması,BJK Kapalı tribününde efsane hale gelen iki direk arasının ordan başka bir yere taşımak istemesi taraftar için rahatsız edici bir durumdur.Ayrıca E-bilet adı altında yapılan fişlemeye karşı çıkılmamıştır. Oysa kulüplerin biletleri kendi basma özgürlüğü vardır. Ever e-bilet sistemine katılmazsan bunun için bir ceza bedeli var. Ama zaten BJK taraftarı Olimpiyat Stadı nı doldurduğundan bu cezanın parası misliyle çıkmakta hatta kulübün kasasına para kalmaktadır. Yönetimin hedefinde yıldız oyunculara sallamak,iftira atmak dışında BJK taraftarı vardır.Bu çok açık bir şekilde görülmekte ve artık tribüne gelen taraftarı rahatsız etmektedir.
Stadın yapımı için kredi çekildiği söyleniyor. Kredinin nasıl kullanıldığından hepimiz bir haberiz.Meşhur hesap sorma ne zaman gerçekleşecek bilmiyoruz. Basketbol takımı ne hale geldi oysa 2 yıl öncesinde 4 kupalı bileği bükülmez şampiyon takımdı. Futbol takımında ne olduğunu hiç bilemiyoruz. Biliç ile Önder Özen kavgası sürekli gündeme geliyor ama Özen her defasında yok öyle bişey diyor.Olmayan şeyi basına kim,ne amaçla servis ediyor belli değil.
Beşiktaş’ın içi kazan gibi kaynıyor. Ara seçim olasılığı konuşuluyor. Dany,Escude alacakları için icraya başvuruyor ama başkana sorsan futbolcuların alacağı yok? Tuğrul Yenidoğan’ın maaşı dudak uçuklatıyor.Futbol takımına transfer lazım ama nerdeyse yurtdışı kamp dönemi bitecek…
Kısacası bu sezon daha başlamadan BJK taraftarı için çok zor geçecek. Elbette tribünde yerimizi alacağız,takımı son maça kadar destekleyeceğiz ama tünelin ucunu görmek şöyle dursun karanlıkta düşmekten kalkamaz olduk.İnşallah ben yanılırım,inşallah hepimiz yanılırız ama transfer politikası ilerlemedikçe ara seçim Şubat’a bile kalmaz benden söylemesi.
SEDA ŞAHİNOĞLU
TotemFutbol.com Köşe Yazarı

6 Temmuz 2014 Pazar

Koca Çınar Beşiktaş



Ahmet Şerefettin Bey’in kurduğu, Baba Hakkı’ların, Süleyman Seba’ların devam ettirdiği kocaman, köklü camia….
Geçmişten bahsetmek belki hafifletir taraftarın üzüntüsünü. Çünkü bu taraftar son yıllarda hiç de haketmediği şeyler yaşadı.
Demirören dönemini ele alalım. Son derece bilinçsizce harcanılmış paralar, devamında kocaman borçlara yol açtı. Şuan Beşiktaş mali açıdan bu kadar kötü bir durumdaysa Yıldırım Demirören yüzündendir. Bu da herkesçe bilinen bir gerçek tabi.
Gelelim Fikret Orman’a. Kongre zamanında Fikret Orman’ın Beşiktaş’da iyi işler yapacağını düşünüyordum. Ancak şuan klüpte ne bir düzen var ne bi başka şey. Kulübe gelmeden önce verilen yıldız sözleri kesinlikle yerini bulmadı. Stadın 1 senede biteceğini söylediğinde bütün taraftarlar olmaz dediyseler de devam ettiren Fikret Orman, yine bizi yanıltmayı başardı.
Ve tabi kulübün durumu,
Son yıllarda gördüğümüz en kötü durumdayız. Ne verilen sözler tutuluyor, ne de herhangi bir şey yapılıyor.
Beşiktaş ülkenin mafya takımına döndü. Size komik gelmesin, yurtdışından bizi takip eden herhangi bir takımın taraftarı bunu gayet rahatlıkla söyleyebilir. Gelen bıçaklanıyor, kurşun yiyor, barda kadın dövüyor. Bunların sorumlusu ne kadar bu olaylara karışan futbolcularsa bir o kadar da klüpte düzen tutturamayan yöneticiler ve antrenörlerdir.
Sergen Yalçın’ı ele alalım. Gece hayatı, at yarışı, bahis oyunları adamda her şey vardı. Sergenin kişisel futbol gayretinden ayrı, o dönemin yöneticileri Sergen’i verimli kıldı.
Hadi gece hayatını boş verelim, takımda artık kamplarda terlik yüzünden yumruk yumruğa kaptanların kavga ettiğini görüyoruz. Bu nasıl bi takım düzeni kestirmek mümkün değil. Çok geçmiyor bi kaç yıl sonra yine aynı olay oluyor. Ve başrol de aynı oyuncu. Bir önceki kavgayı başlatan adam. Eğer biraz Beşiktaşlılık hissi, onuru varsa bu yöneticiler bu işi yapamıyorum deyip istifa etsin.
Bir taraftar olarak ben çözemiyorum bu takım nereye gidiyor. Transfer politikasını izleyelim,
Portekiz çetesi diye tabir ettiğimiz (ne kadar doğru bilmiyorum) Simao, Quaresma, Fernandes ve Almeida gibi oyuncuları getirdik.
Fernandes haricinde hepsinden zarar edip gönderdik. Bu da bi Demirören çelmesi olarak klübe geçti.
Bu sezona dönelim.
Yıldız stoper oyuncu Danny, Galatasaray’dan Beşiktaş’a gelip “Kendimi kanıtlayıp Galatasaray’a geri döneceğim” diye açıklamada bulundu. Biri de çıkıp demedi ki, sanki Anadolu Kulübüne geldi neyin kanıtlaması diye. Üstüne klüp’den biri çıktı ve Danny iyi işler yapacak. Galatasaray maçında yapılan herkesin malumu tabi.
Ve aşağıda gösterilen anlatmaya gerek bile duyulmayacak oyuncular,
10455227_660976767316919_4222951954579587544_n


Tiki Taka Futbol Sistemi




Dünya kupası başlayalı bir hafta oldu ve bütün gruplarda ilk maçlar tamamlandı bazı gruplarda 2.maçlar bile tamamlandı..Ve ilk maçlardan sonra artık takımlar hakkında bir takım fikirlere sahibiz diye düşünüyorum…
Kupanın en büyük sürprizi sanırım ilk maçta Hollanda’ya 5-1 gibi ağır bir skorla yenilen İspanya’nın dün akşam Şili’yede 2-0 yenilmesiyle beraber turnuvaya veda etmesidir..Son iki Avrupa Şampiyonu ve son Dünya kupası şampiyonu olarak gelmişlerdi turnuvaya ama beklemedikleri iki yenilgi alarak turnuvayı kendileri için sonlandırdılar..Çarşamba’nın gelişi perşembeden belli olur derler son iki seneden beri Avrupa futbolunda İspanya’nın oynadığı tiki taka futbol sistemi çöküntüye girmeye başlamıştı bunda Barcelona takımını gösterebiliriz ayrıca tiki taka futbolunun en büyük temsilcisi Guardiola’nın takımı Bayern Münih’i örnek gösterebiliriz..Bu iki takım genel anlamda başarılı gibi görünsede senenin kırılma maçlarında çok ciddi yenilgiler alıp havlu attıklarını gördük..Tiki taka futbol sistemi sallantıya gelmişken İspanya milli takımının başındaki Del Bosque’nin takımını yine aynı sistemle Dünya Kupası’na hazırlaması felaketi getirdi..Barcelona’nın ve İspanya milli takımının efsane ismi Xavi Hernandez bir röportajında bu sistemin başarılar getirdiğini ama 2.bir taktiğide ihtiyaç duyduklarını belirtmiş maçta öne geçmekte aynı oyuna devam ediyoruz yenik duruma düşsekte aynı oyuna devam ediyoruz diyerek sistemin alternatifsizliğinden dem vurmuştu..Ispanyanın sorunu karşısındaki bütün takımların artık İspanya’nın ne ve nasıl şekilde oynayacağını bilmesinden kaynaklıdır..
Ilk maçlardaki diğer sürpriz Uruguay’ı sahadan silen Kosta Rika yapmış ve bu küçük Orta Amerika ülkesi tüm dünya spor kamuoyunun takdirini kazanarak futbolun isimlerle değil sahada mücadele edilerek kazanıldığını sahada gösterdikleri mücadele ile tamamen ispatlamışlardır..Ölüm grubundalar daha önlerinde İtalya ve İngiltere maçları var gruptan çıkarlar mi bilinmez ama Uruguay maçındaki mücadelesi bile onların saygı ve sempati duyulan bir ekip haline gelmelerini sağladı…
Turnuva da iyi olan ve kendini bilen takımların sayısı azımsanamayacak kadar fazla Meksika Şili Kolombiya kimilerine göre sürpriz gösterilen ama bana yapıcakları hiçbirşey sürpriz olmayacak Belçika..Tüm dünya kupalarının birinci favorisi olarak gösterilmesede sessiz sedasız ilerleyip her zaman kendine iyi yerler edinen İtalya..ve tabi ki Horozlar..
Şuan dünya futbolseverlerinin birleştiği konu dünya kupasında beğenilen en iyi iki takımın Almanya ve Hollanda olması..Bu iki takım gerçekten turnuvaya iyi hazırlanmışlar ve oynadıkları maçlarla bunu açıkça gösteriyorlar..Hollanda 4 sene önce yarım kalan işini tamamlayıp bu sene kupaya uzanma peşinde… Robben ve arkadaşları nereye kadar gidecekler veya kupaya uzanacaklar mı gerçekten merak konusu ve benim bir numaralı favorim konumuma geçmiş durumdalar…
Bu değirmenin altından çok sular geçer dünya kupası her zaman sürprizlere gebe bir organizasyon olmuştur… Futbol resitaline doymaya devam edelim herkese iyi seyirler… 

Totem Futbol

Stattan Öte Stattan Ziyade.



Stattan Öte Stattan Ziyade.
Aylardan Haziran, başkanımızın söylemine göre 2 ay sonra stad açılış törenimiz olmalı, mesela Rihanna gelmeli, alt solist illa Hadise olmalı.
Ben inşaattan anlamam da açtım baktım Vodafone linkine, 1 yılda gelinen nokta taş atlasın %40 bitmiş.
Dün Milliyet gazetesinde bir haber vardı Akyazı Trabzonspor statı Vodafone Arenayı solladı diye, hakikaten sollamış, her ne kadar haber ergen zihniyetli bir ahmağın haberi olsa da.
Giriş kısmı bir yana ben şimdi şunları sormak istiyorum.
1. Bu stad hakikaten ne zaman bitecek
2. Maliyeti tam olarak ne olacak. (son tespit)
3. Önümüzdeki yıl gene şerefli üçüncülük mü hedeflenecek.
4. Önce feda, sonra stad ile ağlayan yönetim bu sene ne ile ağlayacak.
5. Her oyuncuyu kiralayan yönetim, Fener’den tiko para yeni oyuncu alacak mı?

4 Temmuz 2014 Cuma

Fransa Almanya Dünya Kupası Çeyrek Finali

2014 Dünya Kupası maçında karşı karşıya gelen iki Avrupa takım Almanya ve Fransa, Almanyanın maçın başında Hummels'ın golüyle öne geçiyor.

29 Haziran 2014 Pazar

Hollanda-Meksika 2-1 Geniş Özet Ve Goller 2014 HD

2014 Dünya Kupası 2. tur maçında Avrupa takımı Hollanda ile Güney Amerika takımı Meksika karşı karşıya geldi.Karşılaşma öncesinde favori hollandaydı fakat maç içerisinde 87 dk da Sneijder'in golü geldiğinde umutlar tükenmiş ve Hollandanın elendiği düşünülmeye başlanmıştı.

Ne Dünya Kupası Ama ....

Amacım ne futbol keyfinizi kaçırmak, ne de sizi Dünya Kupasından soğutmak. Futbolu, sporu daha zevkli daha anlamlı bir hale getirmek bütün amacımız... Dünya Kupaları’nın maddi anlamda en çok kazananı FIFA’dır. En çok kaybedeni ise ev sahibi ülke. Siz bakmayın ‘Şu kadar milyon futbolsever dünyanın her yerinden geliyor’ sözlerine. Gelenlerin büyük çoğunluğu gelir seviyesi düşük veya orta halli futbol maceracılarıdır. Bir de zamparalar! Ev sahibi ülkeye günün sonunda 3 stadyum maliyeti kadar kar getirmez bu futbol turistleri. Ülkenin ya da şehrin tanıtımına da eften püften bir katkısı yoktur hani. Rio’yu bilmeyen kaldıysa, belki. Maçlar hangi kıtada, hangi saat diliminde oynanırsa oynansın önemli karşılaşmaların canlı yayınları Amerikan ‘Prime-time’ına göre oynanır. Yani yayın haklarına en çok ‘parayı veren başlangıç düdüğünü çalar.’ Diğer dünya kupaları ve olimpiyatlar gibi. Ev sahibi ülke, Avrupa ve Güney Amerika’dan ise kupayı kazanma oranı 3’te 1. Bağlı olduğu kıtadan şampiyon çıkmama olasılığı ise 16’da 1’dir. Fikstür, hakemlerin tercihleri, grupların oluşumu, takımların şehirlere dağılımı, eleme ve final eşleşmelerinin programı hep ev sahibi ülkenin finale çıkmasının yolunu açmak için kurgulanır. Yani Dünya Kupası da olsa futbol her yerde eyyamdır özetle. Bu kez durum biraz farklı olacak. Maddi anlamda dünyanın en büyük futbol organizasyonu olan Şampiyonlar Ligi’nde son 4’e kalan takımlardan, doğal favori Brezilya’da ve bir önceki şampiyon, diğer favori İspanya Milli Takımı’nda toplam 19 futbolcu var. Sürekli bir şekilde her sezon haftada üç kez üst düzey fiziksel ve psikolojik performans ile oynamak zorunda kalan bu yetenekli yıldızların beklenenin çok altında performans sergileyerek, bırakın takımlarını şampiyonluğa, yarı finallere bile taşıyabileceğini sanmıyorum. Elbette hakem desteğinin ve latin ‘rayting’ kaygısının ‘normal’ boyutlarda kalacağını varsayarak bu tahmini yapıyorum. Eğer tezimde haklı çıkarsam, Rio 2014 ve sonrası iki şey çok tartışılacaktır. Turnuvaya erken veda eden İspanya futbolundaki doping kullanımı ve Brezilya’da zaten var olan halk gösterilerininin yerini daha şiddetli çatışmalara bırakması. Tartışılacak derken dünya medyasında, dünya gazetelerinde tartışılacaktır elbette. Yoksa bizim bakar ama göremeyen spor medyamız, okumayan ama yazanlarımız, dopingi, hakem eyyamlarını, halkın tepkisini sadece Türkiye üzerinden görmeye, eleştirmeye ve vurmaya alışıktır. O yüzden bir avuç ‘skor yazmayanı’ dışında bol bol futbolun evrenselliği ve güzelliği üzerine methiye ve skora göre eleştiri yazarlar. Hepsi bu. Bizde yazar tayfası risk alıp önceden tahminde bulunmaz, analiz yapmaz, skora göre yazar. Böylece kendince ‘madara’ olmaz. Sonuçta oynanan bir oyun var, bunun sonucunu belirleyen saha içi ve dışı faktörler mevcut. Saha içine bakarsan Brezilya, İspanya, Arjantin ve Almanya favori. Bunu 10 yaşında FIFA 2014 oynayan çocuk bile biliyor. Bence finalde İspanya, Brezilya olmayacak. Yukarıda üstü kapalı anlattım sebebini. Vakti gelince açarız. Biz yine risk alıp net bir tahmin yapalım; her türlü eyyam ve tezgâha rağmen Hollanda, İtalya, Almanya ve Belçika’dan biri 16’da 1’i başararak kupayı Avrupa’ya götürecek. Artık önümüzdeki maçlara bakacağız. Ama görebilecek miyiz? İşte o muamma...
 
Yandex.Metrica